Sandalyeler - Pratikten Tasarım İkonlarına
Tarihsel olarak sandalyeler, yavaşça bir tasarım ikonu haline gelen pratik bir unsurdu yalnızca . Onları her zaman etrafta olan günlük bir öğe olarak görüyoruz.
Sandalyeler, insanlığın şimdiye kadarki en iyi icatlarından biri olabilir aslında. Bunca yıl önce bir noktada, biri vücudumuzu dinlendirmek için bir mobilyaya ihtiyacımız olduğunu anlamıştı.
Bugün, sandalye orijinal amacının ötesine geçiyor. Çalışmamız, yememiz veya dinlenmemiz için oturacak bir yer sağlar. Sandalyeler ayrıca her dönemin kendine özgü kimliğini temsil eder.
Basit gündelik nesnelerden koleksiyon parçalarına dönüştüler. Sandalyeler bir evin her yerinde bulunur ve iç tasarımdaki kilit unsurlardır.
Sandalyelerin kökeni
Bu popüler nesnelerin kökenleri konusunda küçük bir tartışma vardır. Çoğu insan Babil yazarı Ebih-Il’nin ilk olarak bir dizi tahta ayak ve bir tahta levhayı bir araya getirdiğine inanıyor. Sonucunda ise tarihteki ilk sandalye ortaya çıktı.
Ancak başkaları ise sandalyenin tarihinin MÖ 14. yy’a kadar dayandığına inanıyor. Bazı hikayelere göre, Firavun Tutankhamun‘un geçit alayının arasında bir sandalyesi vardı.
Sandalye, Firavunun takipçileri üzerindeki gücünün bir simgesiydi. Mısır sandalyeleri zenginlik ve gücü göstermek için abanoz, fildişi ve altından yapılmıştır.
Sadece o zamanlar üst sınıf nüfus için olan bu sandalyeler detaylı bir şekilde resimler yoluyla gözler önüne seriyordu. Mısır resimlerinde sandalyeler sıkça göründüğü halde, sadece kraliyet ailesi ve zengin aileler içindi. Bu ayrıcalıklara sahip olmayan sade vatandaşlar mütevazi sandalyeler kullandılar ya da sadece yere oturdular.
Açık bir cevap olmasa da, sandalyenin bu zaman dilimi içerisinde ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Şimdi bir tasarım ikonu olan bu ürün, tarihin farklı dönemlerinde insanlık ile birlikte gelişti.
Dünya tarihinin kilit anlarına tanık olan sandalyeler, büyük önem taşıyor ve bu önemi devam ettiriyor.
Ortaçağ’dan Günümüze
Ortaçağ’da kıtlığın yaygın olduğu dönemlerde, evlerde genellikle sadece hanenin reisi için ayrılmış bir sandalye vardı. Sandalyeler o kadar prestijliydi ki, sıklıkla konuklar için de kullanılıyordu. Evin geri kalanı taburelere, banklara, sandıklara, katlanır sandalyelere ya da yere otururdu.
Eski el yazmaları sayesinde, İspanya’da 5. yüzyıl boyunca insanların düz bacaklara ve sade bir sırta sahip sandalyeler kullandıklarını öğrendik. Sandalyenin arkası iki çubuktan ve koltuktan gelen çapraz bağlantı parçalarından oluşuyordu.
Rönesans döneminde insanlar sandalyelerini döşemeye başladı. Pembe, renkler arasında en popüler olandı. Günümüzde bu döşemeli ve hayran olunası parçaları bulabiliriz.
16. yüzyılda İspanya’da sandalyeler, kavisli direkler ve oymalı deri ile zarif şekilleri göstermeye başladı. Zamanın kralı II. Philip, sandalyeleri severdi ve hala El Escorial Manastırı‘nda koleksiyonunun bazı örneklerini görebilirsiniz.
17. yüzyılda başlayan Barok dönemde sandalyeler modellere, stillere ve cilalara göre değişiyordu. Parçaların kalitesi, talep edenin zenginliğine bağlıydı.
17. yüzyılın sonundan 18. yüzyıla kadar uzanan Modern zamanlara geçen sandalye, krallar ve tahtları için bir güç sembolü olmaya devam etti. Bir kralın ihtişamının ahşap işçiliği ile doğrudan bir bağlantısı vardı; tasarım ne kadar karmaşıksa kral da o kadar güçlüydü.
Ancak 18. yüzyılın sonunda, çağdaş zamanlar sandalyenin amacında bir değişikliğe sahne oldu. Sandalyeler, zenginlik göstermekten çok günlük kullanıma geçti ve bu günümüzde de böyle devam etmekte. Mimari ve mobilya tasarımı arasında yeni bir ilişki de başladı ve yıllar içinde daha da güçlendi.
Sandalyeler, pratikten tasarım ikonuna – 20. yüzyıl
Thonet sandalye 19. yüzyılda harika bir biçimde geldi. Sandalye, Michael Thonet’in bir tasarımı ve kavisli şekli bir seride ilk olacaktı. 20. yüzyıldan kalma sanayi tarzı sandalyelere bir uvertür oldu.
Thonet sandalyesi, 20. yüzyılda sanayileşme ve yeni materyallerin kullanımıyla yeni bir tasarım haline geldi. Mimari ve endüstriyel tasarımdaki büyük isimler bu dönemde iz bıraktı.
Bunlar arasında Adolf Loos, Mies van der Rohe, Charles ve Ray Eames, Marcel Breuer, Philippe Starck ve Le Corbusier vardı. Birçoğu tasarım ikonuna dönüşen üst düzey sandalyeler tasarladılar.
Breuer’s Wassily taburesi, Le Corbusier’in LC4 şezlongu ve Van der Rohe’nin Barselona sandalyesi gibi parçalar harika örneklerdir.
Bu kısa yazımızda sizin de gördüğünüz gibi, sandalyeler bir zamanlar sadece pratik bir parçaydı ancak şimdi tasarım ikonları haline geldiler. Evinizi klasik ya da modern bir sandalye ile dekore etmeyi deneyin. Kişilikle dolu ağırbaşlı ve uyumlu bir ortam yaratabilirsiniz.