Bir İç Tasarım Efsanesi: Dana Gibson
Ünlü bir Kuzey Amerikalı ressamın torunu, ayrıca sanatçı ve heykeltıraş iki ebeveynin kızı olan Dana Gibson ’un kendisi de iç tasarım dünyasında büyük bir isim haline geldi. Renkleri kullanmaktan korkmadığı bilinen Gibson’un benzersiz tarzı asla gözlerden kaçmaz ve kusursuzdur.
Dana Gibson tasarım yapmaya yirmi yıldan fazla bir süre önce başladı. Richmond, Virginia’da yaşayan Gibson sanat çevrelerinin yakından tanıdığı bir isimdir. Eserleri çok sayıda iç tasarım projesinin kataloğunda yer almaktadır.
Gibson tasarımlarına porselenlerle başladı. Bu sayede dekorasyon endüstrisinde önemli müşteriler kazandı. El yapımı tasarımları, halihazırdaki çalışmalarında da kullandığı birçok bitkisel ve doğal görüntü ile birlikte parlak ve koyu renklere sahipti.
Kariyerinin başlangıcı
Dana Gibson özgür sanatlar eğitimi aldı, ancak bu alana oldukça ilgisizdi. Bunu bir kariyere dönüştürmeyi asla hayal etmedi. İngilizce bölümünden mezun oldu ve Louisiana Baton Rouge’deki bir okulda edebiyat öğretmeni olarak çalıştı. Yaz tatillerinde sanat dersleri aldı ve seramiklere aşık oldu.
Daha sonra, hayalindeki işi yapmadığını fark etti ve tasarım endüstrisindeki seçeneklerini değerlendirmeye başladı.
Çalışmaları sektördeki eğilimlerin ve onun kendine özgü tarzının ilginç bir kombinasyonunu bizlere yansıtır. Farklı stil ve renkleri bir arada kullanmaktan korkmaz. Eserlerine ferahlık ve özgürlük duygusu hakimdir.
Yaptığı işler
Gibson’un iç tasarım kompozisyonları, canlı renklerdeki patlama nedeniyle hemen göze çarpar. Bununla birlikte bu renkleri daima nötr bir altyapının üstünde kullanır. Sonuçta güçlü renklere sahip, son derece zarif ve pratik tasarımlar ortaya çıkar. Renkler Gibson’un çalışmalarında daima şaşırtıcı bir faktördür.
Son yıllarda Gibson sanatçı olarak bir evrim geçirdi ve sanatkarlıktan üretime doğru sıçradı. Ev aksesuarı yelpazesini genişletirken, sanatçı duruşuna da hala sadık kalıyor.
Sonuç olarak, harika vazolar, kaseler, dekoratif tepsiler, resim çerçeveleri, çöp kutuları, peçetelikler, el çantaları, aydınlatma armatürleri, tekstil ve mobilya seçenekleri sunuyor. Hepsinin ortak özelliği ise güçlü bir geleneği yansıtmalarıdır.
“Yaptığım dekorasyonlara çok fazla ciddiyet katmak istemiyorum. Dekorasyonlar hayatımıza zevk ve neşe katan unsurlar olmalı” Dana Gibson.
Halen “Stroheim and MT” Şirketi ile çalışmaktadır. Koleksiyonlarında sofistike duvar kağıtları ve döşemelikler de yer alır. Gibson’un her türlü motifi ve rengi içeren renkli desenleri, ortama klasik ve çağdaş bir hava katmak için mükemmel bir karışımdır.
Keyif veren estetik bir tasarım
Gibson’ın tasarımları şu anki trendlerin yanında asırlık geleneklere olan ilgisini de yansıtıyor.
İkatları ise tek kelimeyle harika. İkat tekniği, kumaş dokunmadan önce ipliklerin boyanması olarak tanımlanan dünyadaki ilk boyama tekniklerinden biridir. İlmik bağlama işlemi nedeniyle bazı bölümler boyasız kalır ve kumaş tamamen kuruduktan sonra ilmikler çözülerek bir tasarım ortaya çıkarılır.
Gibson ayrıca çini vazoları, çiçek resimlerini, kuşları, eğri ve kıvrımlı desenleri de çok sever. Rengarenk ve cesur unsurlar ile klasik tasarımların kombinasyonu, onun eserlerini ön plana çıkaran özelliklerden biridir.
Onun Kuzey Amerika pazarının sevgisini kazanmış bir tarzı var. Seramik sanatçılığından mobilya ve iç mekan tasarımına doğru olan evrimi başarısını bize kanıtlıyor. Sonuç olarak bizlere her zaman için keyif veren bir zarafet sunuyor.
Dana Gibson’un güncel çalışmaları
MT Şirketi’nin ilk tam koleksiyonu Dana Gibson tarafından yayımlandı. Halı, mobilya, kilim ve başka birçok dekoratif aksesuar içeren koleksiyon, Gibson’un orijinal çizgisi ile geleneği ve güçlü renkleri bir arada sunuyor.
“Her oda, kendini yenilemesi ve ilham vermesi gereken canlı bir sanat eseridir” Dana Gibson.
O, herhangi sıradan bir odaya bile damgasını vurabilen bir sanatçı. Gibson için mutluluk renklerde yatıyor ve bunu kompozisyonlarında oldukça güzel bir şekilde yansıtıyor. Siz de bir renk aşığıysanız, Dana Gibson’un çalışmalarını çok seveceksiniz.