Alejandro Aravena Ve Sosyal Konut Felsefesi

Alejandro Aravena, mimariyi eşitsizliğe karşı savaşmak için bir araç olarak kullandı. Sürekli gelişen plan konseptinin yanı sıra, onun formu tarafından tasarlanan sosyal konut projesi, bu tür konut projeleri açısından tam bir devrimdi.
Alejandro Aravena Ve Sosyal Konut Felsefesi

Son Güncelleme: 04 Aralık, 2019

Şileli ünlü mimar Alejandro Aravena’nın sosyal konut  projesi devrimsel vizyonu nedeniyle dikkat çekicidir. Aravena’nın bu tür konutlarla ilgili projeleri, sürekli gelişen ev planı konsepti nedeniyle öne çıkar.

Büyük ihtimalle en önemli projelerinden biri Artımsal Konut Projesi’dir. Bu projedeki evler Aravena’nın deyimiyle “yarı” evdir. ELEMENTAL isimli firmanın direktörü olarak Aravena hem sosyal hem de iklim odaklı pek çok krizde manevra yaparak önlemini almıştır.

Şileli mimar, projelerini, sosyal konutun yalnızca metrekarelik bir ölçüm olmadığı fikrine dayanarak tasarlamıştır. İşlerinde bunun çok ötesine geçer. Onun için yaşamın diğer önemli yönleriyle ilgili sorunları çözmek de önemlidir.

Aravena, bir şey inşa ederken, lüzumsuz olan her şeyi atar, yalnızca gerçekten gerekli olan şeyleri kullanır. Fikirlerini şu sözüyle özetlemiştir: “Sosyal konut, zor bir sorudur ve profesyonel hayırseverliği değil profesyonel kaliteyi hak eder.”

2016 yılında Pritzker Ödülü’nü alarak uluslararası üne kavuşmuştur. Bu ödül aynı zamanda, her zaman nüfusun düşük gelirli kısımlarına bakarak, sosyal konut projelerinin erişimini genişletmesine yardımcı olmuştur.

Alejandro Aravena ve kaliteli sosyal konut

alejandro aravena sosyal konutlar

Aravena “ilerlemeli konut” adını verdiği bir konsepti kullanıyor. Bu felsefeyi ilk kez sosyal konut üniteleri inşa etmek için oldukça az bütçeye sahip olduğu günlerde edindi. Tasarım projeleri yalnızca evin yarısını inşa etmeyi içeriyor.

Bu fikrin arkasında sıra sıra dizilmiş apartmanlar veya küçük bireysel evlerden oluşan eski stil bir sosyal konut projesi yaratmamak yatıyor. Tersine Aravena’nın fikri, daha fazla alana yayılan gerçek bir evin yarısını aynı maliyetle inşa etmekti.

Aravena’nın firması ELEMENTAL, 430 metrekarelik bir alanda iki odanın ve gerekli sanitasyon yerlerinin olduğu temel bir ev tasarladı. Böylece bu evlere taşınan aileler “ilerlemeci” bir şekilde, sahip oldukları alanı temel alarak evin geri kalanını inşa edebileceklerdi.

Alejandro Aravena, gelir seviyeleri çok düşük olan insanlar için ev yaratma isteğiyle sosyal konut projelerini tasarlıyor. Bu, onlara sadece yaşayabilecekleri kaliteli bir ev vermenin de ötesine geçiyor. Aynı zamanda erişilebilir bir mortgage oranı almalarına da yardımcı olunuyor.

“Doğası gereği mimarlık, kolektif bir pratik. Sabah kalktığında bir heykel yapmaya karar verip sonra da onu yapan bir heykeltraşın aksine ben sabahları bir ofis binası yapmak için inanılmaz bir istek duyarak uyanmıyorum. Birilerinin yaptığım şeylere ihtiyacı olmalı.”

-Alejandro Aravena-

Quinta Monroy projesi

sosyal konut projesi

Quinta Monroy isimli proje, 100 aileye, içerisinde yaşamak için gereken temel şartların bulunduğu evler yapma amacıyla inşa edildi. En az 30 yıl boyunca bu evler Şile, Iquique’nin merkezinden yalnızca 60 metre uzaklıkta yasa dışı bir şekilde işgal edilmişti.

Aravena’nın firmasının temel kısıtlamalarından biri bütçeleriydi. Aile başına 7500 dolar gibi düşük bir bütçeleri vardı. Bu bütçe arsanın değerini, evin gelişim aşamasını ve inşa etme sürecini karşılamalıydı.

Bu sorunun çözümü yalnızca 36 metrekarelik evler yapmaktı. Bir başka deyişle evler olması gerekenin yarısı büyüklükte olacaklardı. Fikir, bu evlerde yaşayan kişilerin 69 metrekare olana kadar evleri genişletip günden güne inşa etmeleriydi.

Konsept dikey stilde bir ev yapmaktı. İlk kat yatay bir şekilde genişleyecekti, ikinci kat ise dikey bir şekilde. Bu temeller onların amaçlarına ulaşmalarına – evlere ekleme yapma özgürlüğü- yardımcı olacaktı.

Bina bittiğinde her aileye evin yüzde 50’sini verdiler. Bu kısımda banyo, mutfak gibi temel gereklilikler yer alıyordu. Bu aileler ne zaman evlerine ekleme yapmak isterlerse, orijinal yapıya ekleme yapmaları onlar için kolay olacaktı.

Projede aynı zamanda kolektif bir alan da bulunuyordu. Bu alan, bu binada oturan kişilere özel paylaşımlı bir yerdi. Buradaki fikir, içerisinde oyun alanları ve komşuların toplanabileceği bölümler bulunan kolektif bir alan yaratmanın bu kişilerin bir topluluk inşa etmelerine yardım edecek olmasıydı.

Monterrey, Meksika’da Alejandro Aravena imzalı bir sosyal konut projesi

monterrey sosyal konutlar

Meksika, Nuevo León Hükümeti, ELEMENTAL ile, orta sınıf bir mahallede 70 evlik bir proje tasarlaması için anlaştı. İquique’dekine benzer kısıtlamalara ve seçeneklere sahip olduklarını fark eden firma çalışanları, Quinta Monroy projesindeki yöntemin aynısını kullanmaya karar verdi.

Ancak buradaki bütçeler daha yüksekti. Ev başına 20.000 dolarları vardır. Yine yukarıda bahsettiğimiz stratejiyi kullanacaklardı. Bu projede de devletin kaynaklarını kullanarak yine “yarı” evler yapmak için inşaatın sorumluluğunu üstlendiler.

Yarım evin inşa edilen kısmında yaşam için gereken tüm temel şartlar ve aynı zamanda her iki katın arasında dikey bir bağlantı olacaktı. Aravena’nın ekibinin temel dayanaklarından biri kendi kendine inşa etme fikriydi. Amaç insanların gelecekte kendi evlerine ekleme yapabilmeleriydi.

Sonuçta, Şile’deki evlerle aynı stilde yapılmış üç katlı evler ortaya çıktı. İlk katlar müstakil evdi, ikinci ve üçüncü katlar ise dubleks dairelerdi.

Quinta Monroy’da olduğu gibi insanlara evin yarısını verdiler. Yaklaşık 39 metrekarelik bir alan. İlk kattaki evin 58, ikinci ve üçüncü kattaki dubleks evlerin ise 76 metrekareye ulaşma potansiyelleri var.

Evlerin içine ekli topluluk alanları mevcut. Bu sayede ev ile yeşil alanlar arasındaki uzaklık kısalmış oluyor. Bu plan sayesinde mahallede topluluk alanını korumak kolaylaşıyor ve toplantılar için bir alan oluşuyor.

Sonuç

Aravena işine derinden bağlı bir mimar. Mimariyi, sosyal sorunlara çözüm bulmak için bir yöntem olarak görüyor. Onu kaliteli evlere erişimi demokratikleştirmenin bir yolu olarak kullanmak istiyor. 

Sosyal sorumluluk algısından da anlaşılacağı üzere, en seçkin tasarımlarını, insanların özgürce kullanabilecekleri sosyal konutlar için yaratmaya çalıştı. Aravena kesinlikle çağdaş mimarinin harika figürlerinden biri.