Lina Bo Bardi - Modern Mimarinin Öncülerinden Biri

Modern Brezilya mimarisi, dünyanın gördüğü en inanılmaz binalardan bazılarının yaratıcısı Lina Bo Bardi'nin muhteşem çalışmaları olmadan bugünkü seviyesine ulaşamazdı.
Lina Bo Bardi - Modern Mimarinin Öncülerinden Biri

Son Güncelleme: 18 Mayıs, 2020

Lina Bo Bardi, 20. yüzyıl Brezilya mimarisinin en önemli ve etkileyici örneklerinden bazılarını tasarlayan bir kişilik olarak, modern mimarinin en tanınmış figürlerinden biri. Ünlü mimar, Milano’ya taşınmadan önce Roma Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde mimarlık okudu.

Milano’ya taşınmasından birkaç yıl sonra da, hayatını sonsuza dek değiştirecek bir yolculuğa çıkmak üzere İtalya’dan ayrıldı. Bo Bardi, aldığı kararla, 1946’da Brezilya’ya geldi. Taşınmasından kısa bir süre sonra, bu ülkeye aşık olmasını sağlayacak olan canlı müzik tarzını ve parlak renkleri keşfetti. Bu keşifleri, kendi ülkesi İtalya’dan da esinlenerek modern mimariyle ilgili birçok yeni fikrin doğuşunu da beraberinde getirdi.

Lina Bo Bardi, yeni mekanı olan Brezilya’yı da, kendi ülkesini olduğu gibi hızla sevmeye başladı. Kariyeri boyunca, otantik Brezilya mimarisinin yaratılmasına büyük katkıda bulundu.

Lina Bo Bardi – hayatına kısa bir bakış

Lina Bo Bardi'nin camdan evi

Doğduğunda ailesi tarafından verilen isimle Achillina Bo olarak dünyaya gelen Lina Bo Bardi, 1939’da mezun olduğu Roma’daki La Sapienza Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi aldı. Okul bitirme projesi olarak, bekar anneler için bir doğumhane şeklinde inşa edilen “Doğum ve Bebek Bakım Merkezi”ni tasarladı.

II. Dünya Savaşı’nın sonunda direnişe katıldı ve 1945’te Profesör Bruno Zevi ve meslektaşı Carlo Pagani ile birlikte A Cultura della Vita dergisini kurdu. Bo Bardi, Roma’ya dönmeye karar verene kadar, 1940-1945 yılları arasında Milano’da yaşadı. Savaş sonrası İtalya’sına dair hayal kırıklığına uğrayan mimar, 1946’da kocası Pietro Maria Bardi ile Brezilya’ya gitti.

Brezilya’ya vardıklarında, çift Sao Paulo’ya yerleşti ve 1951’de Lina Brezilya vatandaşı oldu. Ancak, Roma’daki ailesiyle de hiçbir zaman bağlantısını kaybetmedi. Ayrıca, profesyonel anlamda da, birçok İtalyan mimar, özellikle Bruno Zevi ile temas halinde kaldı ve zaman zaman onları ziyaret etmek için Avrupa’ya geri döndü.

Ünlü mimar, 1950’de, kendi evi La Casa de Vidro’yu (Cam Ev) tasarlayıp inşa etti. 1957’de, 1968’de açılan São Paulo Sanat Müzesi’ni inşa etmek için bir proje üzerinde çalışmaya başladı. Günümüzde de, Bardi’nin çalışmaları modern Brezilya mimarisinin en iyi örnekleri arasında yer almaya devam ediyor. Bardi tarafından tasarlanan binalar, dev revak yapıları ve açık plan odaları ile dikkat çekiyor.

Gaudi’nin de Bo Bardi’nin çalışmaları üzerinde büyük etkisi oldu. Bu, 1957’de Barselona’yı ziyaret ettikten sonra, özellikle Cirell House (1958), Chame-Chame House (1958) ve Uberlândia’daki Espírito Santo do Cerrado Kilisesi’nde (1976 – 1982) yaptığı çalışmalarda giderek daha belirgin hale geldi.

1959’da Salvador de Bahia’da çalışmaya davet edildi ve eski bir şeker fabrikasının yerine yeni Modern Sanat Müzesi’ni inşa etme projesine liderlik yaptı.

Lina Bo Bardi’nin en dikkat çekici eserleri

Pompei'deki SESC binası

Bo Bardi’nin en ünlü ve dikkat çeken eseri Sao Paulo’nun popüler Pompeia bölgesindeki SESC eğlence ve kültür merkezi. Bina, 1977-1986 yılları arasında terk edilmiş bir enstrüman fabrikasının bulunduğu yerde kuruldu.

Bo Bardi, önceden var olan depoların yatay yapısına saygı göstererek mevcut tüm alandan yararlanmak istedi. Yaptığı tesisin tasarımı, kırmızı tuğla ve havada asılı duran yürüyüş yolları ile bağlantılı büyük beton kulelerle karakterize edilebilir.

Bir diğer dikkate değer proje, 1964’te Bo Bardi’nin önderliğindeki Chame-Chame House‘du. Bu ev, oldukça yaşlı bir meyve ağacının etrafında inşa edildiği için özellikle dikkat çekiciydi.

Bu bina, yol üzerindeki bir çatalın köşesinde kalacak şekilde hafif bir yamaca oturuyordu. Yollardan biri, köşelerden birinin etrafından kıvrılıyor ve arka bahçeye gidiyor. Binanın kendisi bir tümsek ile çevrili ve arabaların ulaşımına da izin veriyor. Diğer tarafta da, servis girişine giden bir merdiven bulunuyor.

Ev, bu yapının merkezinde, tüm dış duvarlardan uzakta ve ana yola göre de iç tarafta yer alıyor. Kaba, taş duvarlar düz ve kavisli segmentlerin bir karışımından oluşuyor ve çakıl ve bitkiler içerisinde kayboluyor.

“Bir evin amacı iyi ve rahat bir yaşam sağlamak. Sadece dekoratif anlamda sonuç almaya çok fazla önem vermek bir hata olacaktır.”

– Lina Bo Bardi

Diğer önemli katkıları

Bu İtalyan-Brezilyalı mimar, sadece hayatını mimariye adamakla kalmadı, aynı zamanda mücevher ve mobilya tasarımında da çalışmalar yaptı ve hatta sergi ve tiyatro setleri de tasarlamak üzerine uğraşlar verdi.

Son projelerinden biri, yeni Sao Paulo tiyatrosu Teatro Oficina’ya (1980 – 1991) ait bir ofis binasını yeniden şekillendirmekti.

Ayrıca mimarlık teorisine de büyük katkılarda bulunmuştur. Kendisine ait olan, Contribuição Propedeutica ao ensino da Teoria da Arquitetura (Mimarlık Kuramının Öğretilmesine Başlangıç Seviyesinde Katkı, 1957), modern mimari teoride önemli bir metin olmaya devam ediyor. Bu dokümanda, ünlü mimar, teknolojik gelişmelere dayanan, kültürü ve ekolojik yapıları ön plana çıkaran bir mimariyi savunan hümanistik bir yaklaşım benimsiyor.